Fransızlar görkemi ifade etmek istediklerinde "C'est Byzance", yani "Bizans gibi" derlermiş.
Bir yerin sembolik yerlerini ziyaret etmek alışılagelmiş bir durumdur. İstanbul'a turist olarak gelen insanların otel aradıkları yerin genelde Sultan Ahmet çevresi olması bunu desteklemektedir. İstanbul'un Tarihi Yarımada dışındaki yerlerini ziyarete giden insanlar da yine bu eğilimdedir. Bu durum, turistlerin en çok tercih ettiği otellere bakarak da anlaşılabilir. Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Kapalıçarşı, Eminönü gibi yerler ziyaret edilen yerlerin başında gelmektedir. Yurt içinde de İstanbul'a geziler düzenleyen turlar konaklamak için yine bu çevreyi tercih etmektedir. Şüphesiz olağanüstü yapılarıyla Tarihi Yarımada bunu fazlasıyla hak etmektedir. Roma, Bizans ve yıkılış dönemini saymazsak Osmanlı İmparatorluğu da merkez olarak bu çevrede bulunmuştur. Dolayısıyla Sultan Ahmet ve çevresi tarihle ilgilenenler tarafından kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir çekim merkezidir. Turistler için hal böyleyken bu kentte yaşayan milyonlarca insanın yolunun da Tarihi Yarımada'dan geçmediği ortadadır. Neyse ki son yıllarda ulaşımda gerçekleşen iyileşmelerle bu durum değişmeye, insanlar tarihi İstanbul'u yeterli olmasa da keşfetmeye başlamıştır. Sembolik yerlerin ziyaret edilmesinin sıklaşması da bir kazanım olarak görülebilir. Peki bu geziler ya da ziyaretler gerçekten Tarihi keşfetme ekseninde ele alınırsa ne kadar başarılıdır? Açıkçası üzerinde durulması gereken budur. Kuru bir Ayasofya ziyareti şüphesiz ziyaretçileri büyüler ama bu mabedi siyasal, ekonomik, sanat gibi diğer disiplinlerle ilişkilendirmeden yapılan bir ziyaret muhakkak eksik kalacaktır. Bununla birlikte yüzlerce yapı bulunan bu çevreyi bazı sembolik mekanlara indirmenin de eksik bir tarih okuması olacağı açıktır. Bunu bir örnekle daha iyi açıklayabiliriz. Yerebatan Sarnıcı'nın doğusunda, başka bir ifadeyle su terazisinin önünde Milion taşı kalıntısı bulunmaktadır. Bu taş, Greenwich Meridyeni'nden önce Dünya'nın başlangıç noktası olarak kabul edilirmiş. Herhangi bir yere uzaklık bu taş baz alınarak hesaplanırmış. Peki böylesine özel bir taşın varlığından haberdar olan insan sayısı kaçtır? Animo Akademi'de gerçekleştirilmesi hedeflenenlerin başında işte böyle az bilinen bilgileri meraklısına sunmak,; yerleri, mekanları keşfetmek gelmektedir. Klasik gezi yerlerinin dışına çıkarak farklı rotalar belirlemek ana hedeflerimizden birisi olacaktır. Belki de bu geziler zamanla bir gelenek haline gelebilecektir kimbilir.
Aziz Thedosya Kilisesi( Gül Cami), Ahi Çelebi Cami, Balkapanı Han,Kurşunlu Han, Studios Manastırı (İmrahor Cami), Azapkapı Cami, Yeraltı cami, Ceneviz Surları, Serdarı Ekrem sokak, İngiliz karakolu, Fransız Hapishanesi, Kanlı Kilise, Kız Taşı, Arkadius Sütunu, sarnıçlar, kalıntılar, çeşmeler ve daha onlarca eseri hiç duyulmamış hikayeleriyle keşfedeceğiz. Animo Akademi katılımcılarıyla birlikte yeni gezi rotaları oluşturmayı hedeflemektedir.